featured-image-694
media-bitmeyen-sevda-chapa

Göçmen toplulukların hızla büyümesi ve kurumsallaşması, bizi insani gelişme senaryolarından biri olarak “dünyanın diasporalaşması”ndan bahsetmeye zorluyor. Bu süreç öyle ya da böyle derinleşir ve giderek daha fazla yeni biçim alır.

Zamanla diasporanın rolü ve etkisi artmaktadır. Yapılan tartışmalar ve yürütülen süreçler, değişen bu olgunun incelenmesinde ne kadar boşluk olduğunu göstermektedir.

Diaspora faaliyetleri nasıl olmalıdır?

Hollanda’da yaşayan gazeteci  Vugar Abbasovla söyleşini takdim ediyoruz:

– Burada çalıştığım yıllar boyunca birçok kez yerel siyasetçiler, yerel milletvekilleri, çeşitli partilerin temsilcileri, gazeteciler vb. ile birçok görüşmem oldu. Birçoğundan gazeteci olarak ve Azerbaycan basını için röportajlar aldım. Diaspora faaliyetlerini takip eden okuyucular, burada gazeteci olarak da çalıştığımı ve bugün hala ara sıra yazılar yazdığımı bilmeyebilirler. Belediye başkanları ve iş adamlarıyla da çok sayıda görüşmem oldu.

Zaman zaman yerel basında yazılar yazdım, röportajlar verdim. Ayrıca irili ufaklı birçok etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliklerde ağırlıklı olarak yerel siyasetçiler, basın temsilcileri vb. katıldı. Bunların birçoğu Azerbaycan basınında yer aldı.

Şu anda yaşadığım belediyede halkla ilişkilerde aktif olmama rağmen Azerbaycan basınına bu konuda fazla bilgi vermiyorum. Çünkü bu olayların birçoğu yerel öneme sahiptir. Ama nerede olursam olayım tabii ki orada mutlaka Azerbaycan’ın adı geçiyor.

– Uzun yıllardır Azerbaycan diasporasının gücsüz olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde bu yönde yeni güçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini söylüyoruz. Örneğin bugün Fransız senatosunun aptalca bir karar kabul etmesi, Fransa’daki Azerbaycan diasporasının güçsüzlüğünden kaynaklanmaktadır. Hollanda’da durum nasıl?

– Evet, Azerbaycan diasporasının gücsüz olduğunu söylüyorsunuz. Ben öyle düşünmüyorum. Ama Azerbaycan diasporasının Fransız senatosunun aldığı kararı etkileyip etkilemeyeceği ayrı bir konu… Diasporanın bu tür kararları etkileyebileceğine gerçekten inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Bunlar siyasi kararlar ve diasporamız güçlü olsa da bunu değiştirmek o kadar kolay değil. Fransa ve benzeri birçok ülkenin bize karşı aldığı kararların gerekçelerini tarihte aramak mümkün. Bize karşı tavırları net. Yaşanan tüm olaylara tarihin gözüyle bakarsak birçok şey netleşecektir. Yurttaşlarımızın bu kararı protesto etmek için Paris’te bir araya gelmesi ancak bir Paris yürüyüşü olarak hatırlanabilir. Bu tür protestolar bir imaj yaratmaktan başka bir şey değil. Ancak bu, hiçbir şey yapmamamız ve sessizce oturmamız gerektiği anlamına gelmez. Hayır, yapacak çok şeyimiz var. Örneğin, yerel politikacılar, basın vb. ilişkiler kurabilir ve özellikle Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin tarihi, geçmişi ve bugünü hakkında bilgi verebilir ve yerel halkı bilgilendirebiliriz. Bunun yolu sadece sokaklarda ve meydanlarda yapılan etkinliklerden geçmiyor. Çok iş yapılması gerekiyor.

Hollanda’daki diasporanın durumu diğer yerlerden farklı değil. Belki de dünyanın bir yerinde diaspora örgütleri biraz daha aktif görünüyor. Hollanda biraz aktif görünüyor. Ama bu genel tabloyu değiştirmiyor.

– Güçlü bir diaspora faaliyeti sergilemek için ne gerekiyor?

– Diaspora faaliyeti çok yönlüdür, zaten öyle olmalıdır. Örneğin milli bayramlarımızı düzenlemek, hemşerilerimizi bir araya getirmek vb. faaliyetler bu faaliyetlerden biridir. Geriye diaspora faaliyetlerinin nasıl olması gerektiği kalıyor…
Öncelikle şunu belirteyim ki lobicilik ve diaspora faaliyetleri bir-birinden ayrılmalıdır. Bu çok geniş bir konu. Diasporanın ne olduğunu bilen kişilerin diaspora faaliyetleri hakkında yazması ve konuşması daha iyidir. Bazen bu tür kişiler diaspora aktivisti olarak sunuluyor, inanın o kişiler yaşadıkları yerin dilini bile bilmiyorlar. Yaşadığınız yerin dilini bilmiyorsanız ne tür etkinliklerden bahsedebilirsiniz?

Bugün, gelecekte diasporamızın gücü için çalışmalıydık, bu alanda daha çok çalışmalıydık. Bunu söylüyorum çünkü son birkaç yıldır dünyanın farklı ülkelerine dağılmış durumdayız. Birçok birinci kuşak diaspora temsilcisi için yaşadıkları ülkenin dilini öğrenmek o kadar kolay değil. Üzülerek belirtmek isterim ki, gözlemlerim ikinci nesilden bu tür faaliyetlere pek bir eğilim olmadığını söylüyor. Bunun nedenleri var ve bu çok geniş bir konu. Ama yurt dışında yetişen ikinci kuşağın gelecekte birçok şey yapma fırsatı bulabileceğini belirtmek isterim. Ayrıca yaşadıkları yerin dilini ve kültürünü bizden daha iyi biliyorlar ve yerel halkla daha güçlü ilişkiler kurabiliyorlar. Çeşitli alanlarda, siyasette, basında vb. bizden daha fazla çalışma fırsatı olabilir. Bu nedenle, dikkate alınmalıdır.

“Güçlü bir diaspora etkinliği sergilemek için ne gerekiyor?” Sorunuzla ilgili olarak kısaca belirteyim ki Azerbaycan’daki ilgili komite diaspora örgütlerini yönetmeye çalışmamalıdır. Yurt dışında yaşayan hemşehrilerimiz şu ya da bu şekilde karşı karşıya getirilmemelidir. İnsanlar “bizim insanımız” ya da “bizim insanımız olmayan” olarak bölünmemelidir. “Artık o bizden biri, o iyi bir adam” (V. Hugo “Doksan üçüncü yıl”) ilkesi terk edilmelidir. Doğru, komitenin diaspora faaliyeti göstermesini beklemeye gerek yok. Ancak bu tür bölücü politikaların, heyetten bir beklenti olmasa da halkın moralini bozduğu ve icraatın zayıflattığı da bir gerçektir. Yurt dışında ne iş yapılacağına oradan karar verilmemeli. Herkes kendi ülkesinde bunu bilmeli ve yapmalıdır. Diaspora örgütleri arasında iyi yönde bir rekabet olmalıdır.

Öte yandan hemşerilerimiz de kendilerine çalışmalı, yaşadıkları yerin dilini, kültürünü, örf ve adetlerini öğrenmelidir. Herkes etrafındaki insanlarla doğru ilişkiyi kurarsa ve zamanı geldiğinde doğruyu söylemeye çalışırsa bu başlı başına bir etkinliktir ve yeterince güçlü bir etkinliktir. Bununla birlikte elbette geldiğiniz yerin kültürünü, edebiyatını ve tarihini bilmek de önemlidir.

İrade Celil

media-bitmeyen-sevda-chapa

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Haberler