100 yıldır devam eden bir hayalin nasıl yalana dönüştüğünü yazmayı bir borç biliyorum, yılın 365 günü Türk Dünyası adlanan coğrafyada gün geçmiyor ki, büyük isimlerle bir toplantı yapılmasın!

Mesala;

• Türk Devletleri Parlementerler Asamblesi
• Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı
• Türk Dünyası Belediyeler Birliği
• Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (kısa adı Türk Keneşi -Türk Konseyi)

• Türk Dünyası Yazarlar Birliği

• Türk Kültür Ve Miras Vakfı

• Türk Devletleri Teşkilatı

• Türk Devletleri Gazeteciler Birliği
• Türk Konseyi
• Turan Birliği
• Dünya Türk Birliği

vs… Ben bu isim listesini daha da uzata bilirim, yüzlerce böyle Büyük isimler altında kurulmuş teşkilatlar var ve bu teşkilatlar her yıl milyonlarca harcama yaparak aslında bir yalanı devam ettirmeye çalışıyorlar, peki sizce bunu neden yapıyorlar?

Ben 40 yılı aşkın bir süreden beri Avrupa’nın Başkenti olarak bilinen Brüksel’de hem Diplomaysanın içinde, hem de Basın mensubu olarak hemen hemen tüm çalışmaları yerinde takip eden biri olarak, Türkiye’nin bu 100 yılın da, bu yalanın neden hala aynı hızla devam ettirildiğini, fakat hiç bir dönemde bir arpa boyu yol alınmadığını gören şahitlerden biriyim ve bu gün tekrar bu konuyu gündeme getirmek istedim.

100 yıldır 7 ülkeden öteye gidemeyen ve kendi bölgelerinde yaşanan Türklük dramına bile dur diyemeyen bu ülkelerin Türk Birliği ( TURAN) kurma yalanlarına hiç inanmadım ve inancım gün geçtikçe dahada azalıp, aslında yalanlarla dolu bir hülya olduğunu görüyorum.

Neden mi? Öncelikle bu ülkeler arasında vatandaşların yıllardan beri;

• Serbest dolaşım hakkı yok
• İkamet izni yok
• Sosyal anlaşma yok
• Eğitim özgürlüğü yok
• Ekonomik iş birliği yok
• Tek dil çalışması yok  vs…….

Peki hal böyle olunca, yıllardır ufak konularda bile bir anlaşma sağlayamayan bu ülkeler, sizce bir Birliği nasıl oluştura bilir?

Mesala; Bu 7 Türk Devletleri içinde ( Belki Türkiye hariç) Sendika ve sendikacılık anlayışı olmamasına rağmen, insan haklarının olmamasına rağmen, 2022 de Özbekistan’nın Semerkant şehrin de, yapılan bir toplantı da, Türk Devletleri Sendikalar Teşkilatı Birliği kuruldu.

Bu ülkeler arasında bir birine en çok yakın olarak bilinen ve Türk Birliği haricinde yüzlerce ikili anlaşma imzalanan, aslında deyim olarak ise, ” İki Devlet Bir Millet” olarak bilinen, Türkiye ve Azerbaycan Arasında bile yukarda yazdığım sorunlardan çok öte sorunlar yaşanırken peki sizce Türk Birliği kurmak mümkün olur mu?

Tabi ki, yok, hayır ve mümkün olmayan bir hayal olarak gözüküyor.

Ayrıca; Türk Birliğinin (TURAN) kurulabilmesi için, öncelikle esaret altında ve milli kimliğini kullanamayan hiç bir Türk kalmamalı bölgemizde, oysa şu an Türk Birliğinin oluşturulması istenilen coğrafyada, milli kimliğini kullanamayan, kendi dilinde eğitimden uzak bırakılan ve Türklüğünü haykırmasına rağmen sahip çıkılmayan koca bir topluluk mevcut, Güney Azerbaycan ve Uygur Türkleri, Irak Türkmenleri vs… bunların en önemli ispatı.

Şu An Türkiye’nin,  hiç bir bölgesinde Azerbaycan Vatandaşları  kısa da olsa, ikamet izni verilmiyor, çalışma izni bir hayal, ülkede 3 ay kalma iznini bir gün geçiren iki ülke vatandaşlarına yüksek ceza uygulanıyor, ülkeye tekrar giriş izni yasaklanıyor, vatandaşlık alma  hakkı, diğer ülke  ( Irak, Afkan, Suriye, İran, vs….) Vatandaşlarına nazaran daha zor ve mümkünsüz, yıllar öncesin de yapılan sosyal güvenlik anlaşmasına olmasına rağmen, uygulanmıyor, vs…..

Peki hal böyle olunca, sizce hala Türk Birliği kurmanın mümkün olabileceğine inanıyor musunuz?

Son Özbekistan’da yapılan Türk Devletleri Başkanları zirvesin de, Türkiye Cumhurbaşkanı Tek Dil hedeflerinden bahsetti, peki sizce serbest dolaşım ve sosyal birliğin olmadığı ülkeler arasında tek dil hedefine ulaşmak ne kadar mümkün olur?

Ayrıca; Özbekistan’da yapılan Türk Devletleri Başkanları toplantısına daha önceden Güney Kıbrıs Türk Devleti en azından gözlemci statüsün de davet olunması beklenirken, maalesef bu yapılmadı ve buda önümüzdeki yakın gelecekte Türk Birliğinin bir hayal ürünü veya bir aldatmaca olduğunu bize gösterdi.

Gördüğünüz gibi neresinden bakarsanız bakın, tamamı ile bir hayal ürünü veya bir yalandan ibaret olan bu hedefin gerçekleşmesi ikinci 100 yılda da, pek mümkün gözükmüyor.