Bülent Gürçam

Diaspora Editör

Evet olmuyor, bir türlü Dünyanın diliyle konuşmayı beceremiyoruz, aslında elimizde bunu yapabilecek çok ciddi bir güç var, ama biz bu gücü bir türlü kullanamıyoruz ve bu gücü bir şekilde kontrol edip istediğimiz zamanda harekete geçiremiyoruz!

Bu gücün adı Diaspora, biz Dünya diliyle buna Diaspora diyoruz, ama bunun adı aslında bizde farklı, mesala biz buna sırası ile,” Yurt dışında yaşayan Türkler” veya ” Gurbetçi” veya Resmi adı ile, ki bu konuda bir de Başkanlığımız var, ” Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı” vs.. olarak ifade ediyoruz.

Azerbaycan da ise, bunun adı tam da Dünyanın kullandığı isim olan ”Diaspora” tam adını isterseniz, orada da bizim gibi bunun bir Başkanlığı kurulmuş, hemde bizden çok önce 2002 yılında, adı tam olarak, ” AZƏRBAYCAN RESPUBLİKASININ DİASPORLA İŞ ÜZRƏ DÖVLƏT KOMİTƏSİ” Gördüğünüz gibi isim çok uzun, fakat görülen hiç bir iş yok maalesef.

Peki bunlar ne iş yapar? Doğruyu demek gerekirse, hiç bir iş, bunların işi sadece bulundukları sistem içerisinde göz boyamak, iş yapıyor gibi görünmek ve vasıfsız, bu işle alakası olmayan insanları bir araya toplayıp, aslında iş yapmamak için mücadele veren kurumlar.

Başlıkta ne dedik, 30 yıl, Azerbaycanın işgal altındaki toprakların durumunu Dünya ya anlatamadık, ama bunun daha da ağır bir tarafı var, Türkiye olarak 1915 de, yapıldığı savunulan sözde soykırımı 100 yılımızda daha Dünaya ya anlatamamışız.

Neden Anlatamıyoruz?  Öncelikle her işi olduğu gibi bu işi de siyasete karıştırıyoruz, aslında siyasetin olmaması gereken 3 konudan biridir!

Mesela nasıl Dine ve Milli meseleye siyasetin karıştırılmaması gerekiyorsa, Diaspora veya diğer adı ile LOBİ işine de, siyaset karıştırılmamalı, bu üç konuda tüm fikirlere rağmen beraber hareket etmeli ve bir tek noktaya vurulmalı.

Ama dediğim gibi tüm işlerde olduğu gibi bu üç konuya da biz siyaseti ve kendi çıkarlarımızı karıştırıyoruz.

Diaspora sözünün gerçek anlamına gelince, Diaspora değişkenlik anlamı taşır, aslında bir doğal taşın adından esinlenen bu isim, mana olarak bulunduğu ortama uyum sağlayıp, o artamın rengini alıp ama kendi varlığını koruma anlamı taşır.

İşte biz bunu yapamıyoruz, yani yaşadığımız ülkelerde veya ortamlarda bir türlü o artamın kurallarına göre hareket edemiyoruz, buna da başta sahip olduğumuz din ve kendimize olan aşırı güven engel yaratıyor.

Yani Dünyanın, dilini konuşamıyoruz dediğimizde aslında bunu anlatmaya çalışıyorum.

Peki bunu nasıl başarırız? 

-Öncelikle kendimize olan aşırı güven ve ego kavramını ortadan kaldırmamız gerekir,

-Doğruları konuşmaktan çekinmememiz gerekir

-Türk ve Azerbaycan ( veya diğer Türk cumhuriyetleri) gerçekten bir birlik sergilemememiz gerekir

-İşi ehline bırakıp, bu işi gerçekten yapabilecek İnsanlarımıza imkan tanıyıp, onların eline bırakmalıyız

-Siyaset ve din kavramlarının dışında tutmalıyız bu harekatımızı.

-Yurt dışında yaşayan insanlarımızı iyi organize etmemiz ve sürekli bilgilendirecek bir sistemi kurmamız lazım.

-Ve en önemlisi bir an önce LOBİ çalışması başlatıp bunu da yine bilinçli ve bu işi bilen insanlarımıza teslim etmeliyiz.

Olay bu kadar, eğer bunları yapa bilirsek, bizim bu konuda başarısız olma şansımız 0 derecede olacaktır.

Bundan herkes emin olsun.